17 Aralık 2016 Cumartesi

SABRIN SONU KIRMIZI'DIR



SABRIN SONU KIRMIZI'DIR

Hepimiz bir şeylerimizi kaybederek devam ediyoruz yaşantımıza. Kayıp dediğin maaşının miktarına, oturduğun eve, yaşadığın ülkeye göre değişen bir şey değil. Her sınıftan, her ülkeden, her dilden ve dinden insan kayıplarının üstüne kuruyor hayatını... Kimi zaman takılıp kalıyoruz kaybettiklerimize. Bir çantaya ya da saç tarağına değil sözüm... Kaybedilen duygulardan bahsediyorum. Kaybettiklerimiz birer boşluk olarak mı kalıyorlar yoksa yerlerine başka şeyler mi doluyor?
Kimimiz genç yaşta cesaretini kaybediyor.
Çevremize baktıkça, adaletsizliği, insanın insana ettiğini, haksızlıkları gördükçe kayıp gidiyor elimizden cesaretimiz, umudumuzla birlikte genellikle. Yerine güvenlik ihtiyacı geçiyor, rutine bağlanma, değişikliklerden ürkmeler geçiyor...
İçimizdeki çocuğu kaybediyoruz genellikle, çoğumuz. Otomatik bir sisteme kaptırarak hayatın paçasını bulutlara baktıkça ejderha görememeye başlıyoruz ya da yağmurun altında ıslanmaktan keyif almamaya... Yetişkin olmuşuz çünkü, ciddi olmalıyız, eğlenmemeliyiz, gülmemeliyiz hatta. İçimizdeki çocuğun yerini hayatın tırtıklı kısımları almış. Eğlencemizi sorumluluklarla takas etmişiz bilmeden.
Biz de bu ülke yerinde dursun istiyorduk, ötekiler de. Şerre yönelik bir girişim beklenmedik bir hayır doğurdu Zannediliyor... Çünkü hayat bir alışveriş. Ve bu alışverişte para geçmiyor sanılanın aksine... Elle tutulamayacak şeyler değiş tokuş oluyor.
Lakin hayat bir alışveriş. Bir şey verdiysen karşılığında mutlaka bir şeyler almış oluyorsun. Dikkatli bakmak gerek yalnızca. 
Toplumumuz hep kaybediyor,Solumuz hep kaybediyor.
FARKINA BİLE VARAMIYORUZ.
Herkesi kucaklıyor sanıyorsunuz.Ama biz içerisinde kendimizi bulamıyoruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder