22 Şubat 2017 Çarşamba

Kurtların içinde ceylan masumiyetiyle ömür sürülmez.




Kurtların içinde ceylan masumiyetiyle ömür sürülmez.Sadece teamül neyse uyulur görülür.

Ay benim ,gece senin 20/02





Gözlerimde sensizlikten gayrı nem kaldı.Mahsuni'den bir türkü çal doğum gününde.
Bundan sonra*.....................

19 Şubat 2017 Pazar

SİMONOV - BEKLE BENİ DÖNECEĞİM


SİMONOV  
BEKLE BENİ DÖNECEĞİM
Dünyanın en ünlü savaş şiiri.. Aynı zamanda dünyanın en ünlü anlık kelimelerin ölümsüzleşen şiirlerinden de biri.
Hayata tutunuşun, umudun simgesi aslında..
Simonov Stalingrad cephesinde, Nazi kuşatmasından bunaldığı bir gece yazar.Şiiri Moskova’ya giden bir askere verir, çalıştığı Kızıl Yıldız gazetesine iletmesini ister.. Asker şiiri alır, gider ama bir daha ses çıkmaz..Sonra bir gün, o sözleri bir grup askerin mırıltısında duyar. Mırıldandıkları sözler kendinindir.Serova’ya yakarışıdır..

Peki ne olmuş?Asker şiiri gazeteye vermiş ama gazete şiiri yayımlamış.. Bir asker okur, çok beğenir, keser nişanlısına yollar.. Nişanlısı da etkilenince bir arkadaşına gönderir.. O arkadaşı da bir başkasına..Şiir elden ele, cepheden cepheye dolaşırken bestelenir de.. Dillerdedir artık..Savaş biter, Simonov döner, Serova’ya kavuşur..
Öykü biter mi?
Hayır.. Aslında yeni başlar.. Serova, Sovyetler’in ünlü film yıldızlarından biridir artık.. Ama zaman aralarına bir şeyler sokmuştur..Simonov aşıktır, deli gibi seviyordur ama ilişkileri eskisi gibi değildir.. Bir süre dayanır.. Sevdiği kadını kırmamak, incitmemek, belki de aşkını ömür boyu yaşatmak için 1957 yılında sessizce uzaklaşılır..Kendini yazıya verir.. Sayısız eser bırakır.. Bir daha hiç görüşmezler.. Valentina Serova 1975 yılında öldüğünde cenazesine bile gitmez..Ama ertesi sabah Serova’nın mezarına bırakılan çiçeklerin içinde bir not bulunur..
Bekle beni..Bütün ısrarlara rağmen o not hakkında konuşmaz.. Tebessümle yetinir.. O iki kelime aralarındaki büyük sırrın şifresidir..
SİMONOV


Artık hepimiz kaybediyoruz Farkındamısınız ?


Artık hepimiz kaybediyoruz Farkındamısınız ?

"Şu an yaşadığımız toplumda doktorlar sağlığı yok ediyor, avukatlar adaleti yok ediyor, üniversiteler bilgiyi yok ediyor, devletler özgürlüğü yok ediyor, basın enformasyonu yok ediyor, din ahlakı yok ediyor ve bankalar ekonomiyi yok ediyor."
Sanki bütün uyuşturucular denenmiş, en iyi filmler izlenmiş, en güzel şarkılar dinlenmiş, en iyi kitaplar okunmuş. 
Sanki büyüklerin "yapma" dediği her türlü halt yenilmiş, Tanrı'nın yasak buyurduğu günahlar işlenmiş, en güzel kokan çiçek koklanmış, en güzel kadınla en hoş şaraplar içilmiş ve o kadının en güzel yeri öpülmüş...
Sanki en iyi resimler çoktan çizilmiş, en iyi şiirler çoktan yazılmış, en iyi senaryolar en iyi oyuncular tarafından oynanmış gibi.Yaşayan İnsanlar..
Yoksa bu kadar boşa harcanan bir hayatın başka bir açıklaması olamazdı.


Sevmek zaman ayırmaktır, boş zamanları doldurmak değil.

Yaz Kızım '' Estetik Haz veren her şey Sanattır! ''



Yaz Kızım '' Estetik Haz veren her şey Sanattır! ''

Yazının Zamanı Yoktur...Senden Binlerce Yıl Önce Yaşamış İstediğinle Bin Yıl Önce Ve Sonrasıyla Konuşabilmek İçin Deli Bir Mucizedir....Geleceğe Yazılar YAZIN yazınki binyıl sonra gelecektekiler geçmiştekilerin duygularını ,yaşayışlarını anlasınlar yani...TARİH OLUN ÖLÜMSÜZ KALIN.....

18 Şubat 2017 Cumartesi

HAYALLER KÜBA ŞEKİLLER NEW YORK




HAYALLER KÜBA ŞEKİLLER NEW YORK
Bizim bahçeden baktığımız içinde hepsinden Sol söylemler yada İş,Emek ve Sosyal güvence hepsinin vaat ettiği şey seçmenlerine daima çalışma özgürlüğü tabikide Aushwitz Kampının kapısında yazanda neydi ÇALIŞMAK ÖZGÜRLEŞTİRİR.
Entelektüel yada Aydın kavramı, günümüzde bir hayli daraltılmış anlamıyla, yalnızca Akademisyen, Yazar ya da Sanatçıları kapsayacak şekilde kullanılıyor. Bu anlam daralmasıysa beraberinde pek çok sorunu ve kafa karışıklığını getirdi.
Kapitalist düzen Zihinsel Emek gerektirdiği için geçmişte içinde saygın sayılan Mühendislik, Öğretmenlik ve Büro Emekçiliği gibi pek çok mesleği standartlaştırıp yaygınlaştırdı. Bugün bu meslekleri yapan insanların ağırlıklı kesimi ile İşçi sınıfı arasında büyük uçurumlar yok. Öte yandan, Kafa Emekçilerinin yaptıkları işlerin niteliği ve sosyalleşme ortamları kol emekçilerininkinden farklı olduğu için, bu kesimleri İşçi sınıfına da dahil edemiyoruz.
İşte bu durum, yaşadığı anlam daralması ile birleşince, araştırmacılar böylesi mesleklerle uğraşan insanları nitelemek için yeni kavramlara yöneldiler. Hem bilimsel literatürde, hem de gündelik dilde kendine yer bulan “beyaz yakalılar” ya da “orta sınıf” gibi kavramlar bu ihtiyaca yanıt olarak çıktı.
Sorun burada başlıyor: “Beyaz yakalılar” ya da “orta sınıf” nitelemeleri farklı kesimlerinin durumunu belirsizleştiriyor, kafa karışıklığı yaratıyor. Beyaz yakalılara kimler dahil, kimler değil? Bir şirket yöneticisi ile üretim bandında çalışan bir mühendisi “orta sınıf” kavramı içine tıkıştırmak mümkün mü?
Haziran Ayaklanması sırasında sokakta karşılaşan bir proje yöneticisini, bir sanatçıyı ve Yüksek Öğretim Kanunu’na bağlı olarak çalışan güvencesiz bir araştırma görevlisini “orta sınıf” diye paketleyip, bunların özlemlerinden, öfkelerinden, siyasal yönelimlerinden bahsetmeye başladığımızda bilimsel bir tespit değil, alelade bir pop şarkısı yaptığımızı bilmemiz gerek.
Siyasette ve Hayatta sözün etkinliği Sıcağı Sıcağınadır.Sözün Sıcağı yerindeyken hitabeten beklenen etkinlik,İşaret edilen Nitelik’tir ve buna İsabet denir.Bu İsabet yoksa konuştuklarınız boşunadır ve bu durum siyasetçiye doğruluğu hükmeder ve bu basit bir zaman geçiştirilmesi değildir.Unutmayınızki siyasette her ihmal büyük bir Zaafın kapısın açar.

Formun Üstü

Koltuk ve parti ellerindeyken ( rejim,Atatürk,Laiklik) tehlikede.olanaklar ellerinden alınınca yada beklentileri karşılanmayınca sudan çıkmış balık misali soluğu koltuk sahibi olabileceği herhangi bir yerde olur.
Koltuğu elinden alınan Muhafazakar  ise olsun (davamız kazansın) nasılsa bir koltuk buluruz diyerek ilk günkü heyecanla çalışır parti ve ideoloji dersi verecek en son insanların aday adaylık sürecindeki para transferleri aklınızı uçuracak miktarda olunca yazmak zorunda kalıyor insan.
Formun Üstü
Formun Altı


17 Şubat 2017 Cuma

Aşk isteyen oku ile vurulmak için zırhını çıkarır.


Aşk isteyen oku ile vurulmak için zırhını çıkarır.
İnsan en çok hata yaparak ulaştığı gerçeklerden vazgeçemez.yokluğuyla sınandığınız gerçekler hayatımızın yegane parçası oluverirler.
O parça olmazssa herşey eksiktir tamamlanamaz.Hayatın terazisi hiçbir zaman eksik yada fazla tartmaz kimse kimseye borçlu kalmaz öyle bir dengedirki kendinden söküp alınanı er yada geç alır kimse zafer kazanamaz herkes kaybeder hayatın terazi'sinde.

16 Şubat 2017 Perşembe

KIZLIK ZARI - hymen



KIZLIK ZARI  -  hymen
Siz siz olun hayatınızın hiç bir alanında.
Sevgide saygıda,ideolojide vede duygularınızda ......KIZLIK ZARI..... diktirtmeyin

İster YANDAŞ,İster KANDAŞ,İster CANDAŞ ol


İster YANDAŞ,İster KANDAŞ,İster CANDAŞ ol

Beyaz yakalarla ,Kirli yakaların kardeşliği o yüzden onu üzen ,şunu üzen seni üzen aynı düzen.Sınıfını bilmediğinden kimin Şöhret,Cemaat,Cemiyet,Apolet,Asalet Sınıfına köşede tek ayak üstünde Köle,Kukla,Onlarda sıvasız evlerde bir ölü sınıfının ordusunun üstüne basarak kuruyorlar PİRAMİTLERİNİ .İster YANDAŞ,İster KANDAŞ,İster CANDAŞ ol Para ve oy saymak ölü saymaktan daha iyidir daha kolaydır daha popülerdir çünkü.

15 Şubat 2017 Çarşamba

YARINLAR KALLEŞ DOLU.MERT OLAN HER DÜNE YAN ! SEN





YARINLAR KALLEŞ DOLU.MERT OLAN HER DÜNE YAN ! SEN
SİYASET için üzerinde konuşmak, tartışmak sonsuza kadar sürebilir. bir nevi felsefe çeşididir. zevklidir, hayata renk katar paylaşımcılık ve fikirlrinin dünya için umutsa anlatılamaz bir zevktir.Dün siyaset dünyayı ve ülkenin geleceğine umutla bakmak ve ütopyalarınıza ulaşmak içindi Ama günümüzde SİYASET ekonomi anlayışının dile getiriliş şeklidir 
Taviz bir fedakarlıktır.Ancak dosta karşı yapılır.Düşmana verilen taviz bir nevi yenik düşmeden başka bir şey değildir. 
Muaviye Sofrasına Oturan Ali Sofrasında ki Kuru Ekmekten Bahseder Olmuş.! 
Süreçte bizim zaman zaman yuttuğumuz ama çoğu zaman yutmadığımız güçlülerin indirimli günleri en pahalı AVM lerde bile sadece 7,99
İnsanoğlu Mikroskopu keşfettiğinde ne kadar Önemli. Teleskopu bulduğunda ne kadar Önemsiz olduğunu anlamıştır.
Yarınlar kalleş dolu, Mert olan her düne yan...